internethaber.com 'da Oktay Sağlam imzalı bir yazı kaleme alındı. ilker Başbuğ'un demecine binaen yorumlar bulunmakta, en önemliside 6 askerin şehit olduğu Pervaride 20 sene önceki çatışmaları anlatan mektup... ibretlik mektubu okumanızı istiyorum
1 MART ŞANSIZLIK MI?

Buna karşın devletin kafasının karışık olduğu ortada. Bu dağınıklık en tepeden başlıyor, erine kadar uzanıyor. Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ'a göre 1 Mart tezkeresi geçseydi PKK'ya son darbe vurulacaktı. Sınırdan içeri girilecek 40 kilometrelik tampon bölge ile sorunu büyük ölçüde çözüyor.

KANDİL ÇOK 'ŞANSLI'

Karmaşık ve bir o kadar kanlı sürece şansı da katıyor. Başbuğ, PKK için "konjonktürel şartlar hep lehine gerçekleşen ve istifade edebilen bir örgüt" diyor... Ancak PKK'ya o şansı sunan ortamın aktörlerinden söz etmiyor. Kesin olan bir şey var ki Kandil, bu beyanat sonrası kendisini daha çok "şanslı" hissediyordur. Kanlı süreci
Başbuğ neler demişti?
Kandil'e yönelik operasyonlarda ABD'nin bilgisi olmadan hareket edilemeyeceğini söyleyen Başbuğ'un diğer şaşırtan sözleri için tıklayın

TERÖRLE MÜCADELE SİYASETLE MÜZAKERE

Olayın bir de siyasi yönü var. Terör saldırıları sonrası "defterden sildiği" söylenen Erdoğan, iki gün önce BDP'ye "Biz terörle mücadele ederiz, siyasi iradeyle de müzakere ederiz" diye sesleniyor.

YOL HARİTASI NET DEĞİL

Vatandaşını savunan devletin mücadele etmesi çok normal. Ancak PKK'nın taleplerini dile getirmekle suçlanan yapı ile oturup konuşmak bu mücadeleye gölge düşürmez mi? Ya da PKK'nın yeni bir mevzi kazandığı intibasını vermez mi?

DEMEÇLERİN ÖBÜR YÜZÜ

Terörle mücedelede yeni dönem başlatan hükümetin, "Kandil bitecek, yanlarına kalmayacak" çıkışları gizli bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Askeri açıdan sonuç alınamadığı takdirde, "silahsız çözüm" seçeneği ağırlık kazanacak. "Bilek güreşini kazandılar" görüntüsü PKK'ya moral motivasyon kazandıracağı gibi, siyasi yansımaları olacak.

ÇATIŞMA 10 SAAT SÜRERSE

Mücadelenin verildiği askeri alandan da iyi sinyaller gelmiyor. "Eski tas eski hamam" görüntüsü devam ediyor. Dahası Işık Koşaner'in itiraf niteliğindeki özeleştirileri unutulmuş değil. En hazin örnek 24 Eylül'de 6 askerin şehit edildiği Pervari'deki karakol baskınında yaşandı.

Karakol ve öğretmen lojmanlarını hedef alan teröristler ile çatışma tam 10 saat sürüyor. Karakol komutanının saldırıyı bir saat önceden bildirdiği ortaya çıkıyor. "Aciz devlet" imajının zihinlere yerleştiği bu saldırı sonrası "Kandil'i bırak Pervari'ye bak" söylemi dillendiriliyor.

TSK DEĞİŞMELİ

Necdet Özel'le birlikte yeni umutların beslendiği TSK'da değişim kolay olmayacak gibi. Kesin olan bir şey var ki atılacak çok adım var. Değişen şartlara ayak uydurma sıkıntısı çeken TSK'nın hantal yapısı da en az siyaset kurumu kadar eleştiri konusu. İnanılması güç komutan zinciri fazla söze gerek bırakmıyor.

ŞIRNAK'TAKİ ASKER BALIKESİR'DEN TALİMAT ALIYOR

Şırnak'taki piyade tugayı Balıkesir Akçay'daki 7. Kolordu'ya, Akçay da Diyarbakır'daki 7. Kolordu'ya bağlı. Şırnak'ta bekletilen emir önce Balıkesir'e bildiriliyor. Balıkesir de Diyarbakır'a. Cevap aynı yolu takip ediyor.

PKK SOKAĞA BİR ŞEKİLDE HAKİM

Saldırının bir diğer boyutu da sivillerle ilgili. Kürt vatandaşları katleden PKK'ya karşı yörede öfkenin taştığı iddiası en azından bu saldırıyla doğru olmadığı ortaya çıktı. Karakolun yanındaki köyden 22 kişi "yardım ve yataklıktan" gözaltına alındı. İster "zorla" ister "gönüllü" deyin. PKK'nın sokağa hakim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu yapı ne açılımla ne de askeri açıdan kırılabilmiş değil.

Belenoluk karakoluna yönelik saldırıyı yazan ve 10 saat süren çatışmayı sorgulayan Star yazarı Eser Karakaş'a, orada 20 yıl önce görev yapmış askerin attığı mail çok çarpıcı.

Kaynak : http://www.internethaber.com/kna--37491 ... z1ZS7sGCFs

“Sevgili Hocam;

Bugünkü yazınız için çok teşekkürler. Bileğinize ve yüreğinize sağlık. Sizin sürekli okuyucunuzum ve iş yoğunluğuma göre yazılarınızı işyerimden veya mesai saati sonrası muhakkak evden okumaya çalışıyorum.

Askerliğimi 1991-1992 yıllarında Pervari bölgesinde ve Özel Harekât C-Timlerinde yaptım. Acemi birliğim Manisa ili Kırkağaç ilçesinde buluna 6. Jandarma Komanda Alayı idi, buradan gönüllü olarak ve seçilerek İzmir ili Foça ilçesinde bulunan Jandarma Komando Okulu Özel Harekât Kursu’na gittim.

Burada 3 ay Özel Harekât İhtisas kursu görerek Siirt Pervari bölgesine giderek bu bölgede 12 ay görev yaptık.

Bizde Pervari Herekol bölgesinde sabah saat 09.00 sularında pusuya düştük ve akşam hava kararıncaya kadar 9-10 saat bir fiil çatıştık ama ne yazık ki bu sürede bize yardıma kimse gelmedi. Akşam hava kararması ile çevremiz teröristlerce çembere alındı ve biz gecenin karanlığından istifa ederek çemberi yarıp kurtulduk. Sevindiğim tek nokta o çatışmada şehit vermememizdir.

Söylemek istediğim şudur; Güneydoğu bölgesine gönderilecek her er ve erbaşın acemi eğitiminden sonra en az 3 ay Foça’da veya onun emsali eğitim veren yerlerde ihtisas yaptırılarak o bölgeye gönderilmeleridir. Eğer ki biz tim olarak Özel Harekât eğitimi almasaydık o hain pusudan tek birimiz bile kurtulamazdık.

Belenoluk konusuna gelince.!

Belenoluk içimde kanayan bir yaradır. Ne zaman Belenoluk kelimesini duysam gözyaşlarımı tutamam ve ağlarım. Şu an ağladığım gibi.

Çünkü bu olay Belenoluk karakolunun ilk basılması değildir. Belenoluk bizim o bölgede görev yaptığımız 1992 yılında da basılmıştı ve o zaman 8 şehit verilmişti. Biz baskının yapıldığı gece o bölgede idik ve yaya intikali ile yaklaşık 2 saatlik mesafede bulunuyorduk. Belenoluk baskınına müdahale etmek istedik ve o tarihte Siirt Asayiş Bölge Komutanı olan rahmetli Tuğgeneral Sn. Bekir Uğurlu’nun emri ile intikal edemedik. Bize intikal için emir vermediler. Ne yazık ki o zamanda köylüler PKK’ya yardım etmişti ve şimdi de. Ertesi gün yapılan köy aramasında karakolun ve baskının planları köy muhtarının evinden çıkmıştı.

Aradan 20 yıl geçmesine rağmen demek ki hiçbir şey değişmemiş.. Kusura bakmayın zamanını aldım, özür dilerim. İyi günler ve çalışmalar, kolay gelsin.

Saygılarımla...”

Kaynak : http://www.internethaber.com/kna--37491 ... z1ZS89CGyc