Sistem saati: 19 Nis 2024, 06:08

Tüm zamanlar UTC + 2 saat [ DST ]




 1 sayfadan 1. sayfa [ 1 ileti ] 
 
Yazar Mesaj
 İleti başlığı: ibn-i Haldun kimdir? Ne zaman yaşamış? eserleri nelerdir?
İletiTarih: 01 Haz 2017, 00:14 
Site Yöneticisi

Kayıt: 22 Tem 2010, 02:01
İleti: 590
ibni haldun.jpg
ibni haldun.jpg [ 40.17 KiB | 5496 defa görüntülendi ]


Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî 27 Mayıs 1332 Tunus - 19 Mart 1406 Kahire veya tanınan kısa adıyla İbn-i Haldun modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi. Köklü bir aileden geldiği için iyi bir eğitim aldı. Tunus ve Fas'ta devlet görevlerinde bulunduktan sonra Gırnata ve Mısır'da çalıştı. Kuzey Afrika'nın o dönem istikrarsız ve entrikalarla dolu siyasal yaşamı 2 yıl hapiste yatmasına neden oldu. Bedevi kabilelerini çok iyi tanımasından dolayı aranan bir devlet adamı ve danışman oldu. Mısır'da 6 defa Maliki kadılığı yaptı. Şam'ı işgal eden Timur ile görüşmesi bir fatih ile bir bilginin ilginç buluşması olarak tarihe geçti.

Siyasal yaşamdan çekildiği dönemlerde adını tarihe geçiren 7 ciltlik dünya tarihi Kitâbu’l-İber ve onun giriş kitabı olarak düşündüğü Mukaddime'yi yazdı. Eseri, Arap dünyasında etki yaratmasa da Osmanlı tarih anlayışını derinden etkiledi. Başta Katip Çelebi, Naima ve Ahmet Cevdet Paşa olmak üzere Osmanlı tarihçileri Osmanlı Devleti'nin yükseliş ve çöküşünü pek çok defa onun teorileriyle analiz etti. Arap dünyasında yeniden keşfedilmesi ancak Arap milliyetçiliğinin gelişmeye başlaması ile oldu. 19. yüzyıldan itibaren ise Avrupalı tarihçiler tarafından keşfedildi ve eserleri büyük takdir gördü. Öyle ki Toynbee, aradan geçen yüzyıllardan sonra onun için şöyle dedi: "Herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede, herhangi bir zihin tarafından yaratılmış en büyük tarih felsefesinin sahibi"

Eserleri
Bil ki: tarih ilmi, milletler ve kavimlerin birbirinden nakil ve rivayet edegelmekte oldukları ilimlerdendir. Tarih öğrenmek için atlara üzengiler ve develere semerler bağlanarak (binek hayvanlarına binerek) seferler ihtiyar olunur. Halk ve hiçbir şeye önem vermeyen gafiller bile tarih öğrenmek isterler. Hükümdarlar ve Yemen hükümdarları olan Kayl'ler tarih öğrenmek için birbirleriyle yarış ederler. Onu anlamak hususunda bilginler ve cahiller birbirine denktir. Tarih, zahirine bakıldığında geçmişteki olayların ve devletlerin hallerinin ve geçen çağdaki haberlerin öte tarafına geçmez. Tarihte sözler istinatlarla nakl olunur ve tarihî olaylarla meseleler darbolunur. Meclisler cemaatle dolduğunda tarih olayları nakledilerek toplantılar tazelenir ve dinleyenler hoşlanır ve râğbetle dinlenir. Tarih, insanların ve kavimlerin hâl ve durumlarının nasıl değişmiş olduğunu, devlet sınırlarının nasıl genişlemiş, kuvvet ve kudretlerinin nasıl artmış bulunduğunu, ölüm ve yıkılma çağı gelinceye kadar yeryüzünü nasıl imar ettiklerini bize bildirir. Bu tarihin zâhiri (açık anlaşılan) mânasıdır. Tarihin içinde saklanan mâna ise incelemek, düşünmek, araştırmaktan ve varlığın (kâinatın) sebep ve illetlerini dikkatle anlamak ve hâdiselerin vuku ve cereyanının sebep ve tertibini inceleyip bilmekten ibarettir. İşte bundan dolayı tarih şereflidir ve hikmet'in içine dalmıştır. Bundan ötürü tarih, hikmet = felsefe ilimlerinden sayılmağa lâyıktır.
İbn-i Haldun, Mukaddime'nin giriş bölümünden
Birçok Arap aliminin aksine, İbn-i Haldun büyük dünya tarihi olan Kitâbu'l-İber dışında fazla bir eser kaleme almamıştır. Kendi otobiyografisinde de diğer yazılarından hiç sözetmemiş olması, bazı tarihçiler tarafından düşünürün tarihçi olarak ve Kitâbu'l-İber yazarı olarak tanınmak istediği şeklinde değerlendirilmiştir. Buna karşın, diğer bazı kaynaklardan Kuzey Afrika'da ve Endülüs'te yaşadığı yıllar boyunca başka eserler kaleme aldığı bilinmektedir.

Kitâbu'l-İber
Tam adıyla Araplarla Arap Olmayanların ve Berberilerin ve Aynı Devirdeki Bü­yük Kudret Sahiplerinin Muharebelerine ait Kaynak ve Haberleri Toplayan ve Yorumlayan bu kitap İbn-i Haldun'un yedi ciltten oluşan ve onu ölümsüzleştiren en önemli eseridir. Kitabın adında geçen "iber" sözcüğü "ibret" sözcüğünün çoğuludur. Mustafa Yıldız'a göre Yahudi-Hıristiyan çizgisel tarih anlayışını benimseyen İslamiyete göre tarih, peygamberlerin topluma vermek istediklerini öğrenmek, doğru yoldan çıkmamak ve hatalardan ibret almak için önemlidir. Bir dünya tarihi niteliğinde olan eser üç bölüme ayrılır.

Birinci bölüm: Bir önsöz ve girişten oluşan birinci ciltten oluşur ve Mukaddime adını almıştır.
İkinci bölüm: Eserin 2., 3., 4. ve 5. ciltelerinden oluşur. Arap tarihinin yanında Fars, Yahudi, Eski Mısır, Türk ve Franklar gibi çeşitli toplumların tarihleri anlatılır. Emevi ve Abbasi hanedanlarının tarihi de bu bölümde anlatılır
Üçüncü bölüm: 6. ve 7. ciltten oluşur. Kuzey Afrika'daki Berberiler ve Müslüman hanedanların tarihi anlatılır


Mukaddime

İbn-i Haldun'un en çok tanınan eseri Mukaddime büyük tarih kitabının 1. cildidir. Aslında Mukaddime İslami tarihi eserlerde bir gelenek olan "Tarihe övgü" öndeyişi olarak yazılmıştır ve kısa bir bölümdür. Bu kısa bölüm 7 kitaptan oluşan Kitâbu’l-İber'in tamamına bir "Giriş" olarak yazılmıştır. 7 ciltlik tarih kitabının ilk cildi olan Kitab-ı Evvel ise yazarın teorik görüşlerini açıkladığı oldukça kapsamlı bir eser haline gelmiş (3 cilt halinde yayınlanıyor) ve daha İbn-i Haldun hayatta iken Mukaddime diye anılmaya başlanmış ve kendisi de bunu benimsemiştir. Bu yüzden Ümit Hassan, Z.F. Fındıkoğlu'nun bu kısa giriş bölümünü "Mukaddime'nin Mukaddimesi" adlandırmasını doğru bulmaz. Bu kısa metin birinci cilt olan Kitab-ı Evvel'in değil tamamı 7 cilt olan Kitâbu'l-İber'in Mukaddimesidir İbn-i Haldun, bir önsözde kitabını tanıtır ve tarih ilminin öneminden bahseder. Giriş bölümünde ise tarih ilminde yöntem sorununa değinir ve özellikle İslam tarihçilerinin hatalarını gösterip, yöntemlerini eleştirir. Toplumların gelişim ve hareket süreçlerine dair değerlendirmeleri içeren Mukaddime 6 bölümden oluşur:

bölüm: İklimlerin ve beslenmenin insan tabiatı ve uygarlıklar üzerindeki etkileri
bölüm: Göçebe ve yerleşik kültürlerin karşılaştırılması ve iki kültür arasındaki çatışmaların sosyal sonuçları
bölüm: Devletlerin doğuşu ve çöküşü, saltanat, hilafet ve krallık yapmanın koşulları ve kuralları
bölüm: Köy ve kasaba hayatı ile imar faaliyetleri ve bunun İslam devleti ile ilgisi
bölüm: Dönemin ana meslekleri, geçim araçları, sanat, ticaret, ziraat, tarım ve inşaat gibi ekonomik faaliyetler
bölüm: Bilimlerin sınıflandırılması, eğitim yöntemleri
Lubâb'ul-Muhassal

Yazarın kendi el yazması başsayfası: Lubab al-muhassal
İlk kitabı Lubâb'ul-Muhassal, Fahreddin Razi'nin El-Muhassal isimli kitabının bir özeti ve yorumu olup 19 yaşında iken Tunus'ta hocası el Âbili'nin denetiminde yazılmıştır. Kapağında İbn-i Haldun'un imzası olan kitabın orijinali Madrid'e 45 km. uzaklıktaki Escorial kütüphanesinde korunmaktadır. 4 bölümden oluşan kitap, İspanyolca'ya da çevrilmiş ve günümüze ulaşmıştır.

Şifâu's-Sâil li-Tehzîbi'l-Mesâil
Şifâu's-Sâil diye anılan bu kitabı tasavvufa dairdir ve Mukaddime'den önce 1372 ile 1374 yılları arasında yazmış olduğu kabul edilir. Eser, Muhammed Tavit et-Tanci tarafından 1358'de yayınlanmış, Süleyman Uludağ tarafından da 1977’de Türkçeye çevrilmiştir.

Et-Târif bi ibn Haldun
yazarın otobiyografisidir. Bu eseri Mısır'da yazmaya başlamış ve ölümünden bir yıl öncesine kadar olan hayatını, yolculuklarını ve anılarını anlatmıştır. Bu otobiyografiyi daha sonra Kitâbu’l-İber adını vereceği dünya tarihinin 7. ve son cildine eklemiştir.

Mukaddime'nin klasikleşen çevirisini yapan Franz Rosenthal'e göre İbn-i Haldun'un yazdığı otobiyografisi İslam edebiyat tarihinin en ayrıntılı otobiyografisi olmakla kalmaz, İslam dışı değişik çağ ve uygarlıklarda yazılmış otobiyografiler arasında da hem yazılışındaki dikkat ve özen hem de olayları anlatışındaki ayrıntı zenginliği açısından önemli bir yere sahiptir Otobiyografi ilk kez Kitâbu’l-İber'in 1867 yılındaki Bulak baskısında yayınlanmıştır. Mukaddime üzerine yapılan çalışmalar geliştikçe bu metnin tatminkâr olmadığı görülmüş ve Mukaddime'nin 1904'teki Kahire baskısında genişletilmiş haliyle yeniden yayınlanmıştır. Bu metin de sadece 1394'e kadar olan olayları içeriyordu. Eserin devamı ise ancak 1951 yılında bulunmuş ve Muħammad ibn-Tāwīt at-Tanjī tarafından Kahire'de yayınlanmıştır. Eser bu haliyle 1405 yılı ortalarına kadar, yani ölümünden bir yıl öncesine kadar olan süreci kapsamaktadır. İbn-i Haldun'un eksik bıraktığı bazı otobiyografik notlar ise arkadaşı İbn el-Hatip'in "el-İhata fı ahbar el-Gırnata"sından öğrenilmektedir.

İbn-i Haldun ile ilgili biyografilerin yazılması ise ancak 1950'den sonra gerçekleşmiştir.

Diğer eserleri
Yukarıda sayılan eserlerin dışında İbn-i Haldun'a ait 6 eser daha bulunmaktadır:

Kaside-i Bürde şerhi
İbn Rüşd felsefesi hakkında bir risale
Mantığa dair bir risale (Kitab el-Mantık)
Hesap hakkında bir risale (Kitab el-Hisab)
Marakeş sultanına yazılan bir risale
Şiire dair bir risale


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
Önceki iletileri göster:  Sıralama  
 
 1 sayfadan 1. sayfa [ 1 ileti ] 

Tüm zamanlar UTC + 2 saat [ DST ]


 

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyenler: Kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir

 

Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumda konulara cevap yazamazsınız
Bu forumda kendi iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumda kendi iletilerinizi silemezsiniz
Bu forumda dosya ekleyemezsiniz

Git:  

cron
phpBB skin developed by: phpBB Headquarters
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group