Sistem saati: 26 Nis 2024, 04:07

Tüm zamanlar UTC + 2 saat [ DST ]




 2 sayfadan 1. sayfa [ 14 ileti ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki
 
Yazar Mesaj
 İleti başlığı: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:20 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26

CHP’nin bedelli askerlik kanun teklifine göre, yıllık geliri 12 bin TL’den az olanlar veya hiç geliri olmayanlar herhangi bir bedel ödemeyecek. Yaş sınırının “1 Ocak 1983’ten önce doğanlar” olarak belirlendiği, yararlananların ödemeyi taksitle de yapabileceği vurgulandı. 21 gün askerlik için yıllık geliri 12-25 bin TL arası olanlar 7 bin 500 TL, 25 bin TL’den fazla olanlar ise 15 bin TL ödeyecek.

CHP’nin bedelli askerlik kanun teklifinde yaş sınırı “1 Ocak 1983’den önce doğanlar” olarak belirlendi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin, dün TBMM’de ayrıntılarını açıkladığı teklife göre, yıllık geliri 12 bin TL’den az olanlar veya hiç geliri olmayanlar herhangi bir bedel ödemeyecek. Yıllık geliri 12-25 bin TL arası olanlar 7 bin 500 TL, 25 bin TL’den fazla olanlar ise 15 bin TL ödeyecek. Bedelli askerlik düzenlemesinden yararlananlar 21 gün askerlik yapacak.
Bedelli tutarları, askerlik hizmetinin yerine getirildiği tarihten itibaren eşit taksitler halinde ödenebilecek,
taksitlendirme halinde ödenecek tutara TÜFE farkı
eklenecek. Ziraat Bankası’nda açılacak hesapta toplanacak bedelli ödemeleri öğrenci yurtlarının finansmanında kullanılacak. Bedelli askerlikten yaklaşık 100 bin kişinin yararlanacağını tahmin ediliyor. Buradan elden edilecek gelir, Maliye Bakanlığı’nda açılacak hesap ile Kredi ve Yurtlar Kurumu’na aktarılacak, yurt yapımında kullanılacak. Hamzaçebi şu bilgileri verdi:
2 yıla kadar taksit
Bedelli tutarının 2 yıla kadar taksitlendirilebilmesi için Bakanlar Kurulu’na yetki verildi. Gelir düzeyinin tespitinde ise beyan esas alınacak. Beyanın gerçek dışı olduğunun tespiti durumunda söz konusu kişi, normal süre kadar askerlik yapacak. Teklifimiz, gençlerin çalışma hayatından koparılmaması, amacını taşıyor.
Teklifimiz kamuya mal oldu. Başbakan ve hükümete çağrıda bulunuyorum. Bu beklentinin yaratılmasında AKP hükümetlerinin büyük rolü olmuştur. Başbakan’ın, sözünün gereğini yerine getirmesini bekliyoruz. Başta AKP olmak üzere tüm siyasi partilere çağrıda bulunuyorum. Seçim için TBMM faaliyetlerini sonlandırmadan önce bir araya gelelim, bu teklifi yasalaştıralım.
Seçim yatırımı değil
Teklif, seçim yatırımı değil, ihtiyacın görülmesi. Eğer her şey seçim yatırımı olarak görülürse parlamentoda hiçbir düzenleme yapılamaz. Seçime doğru vatandaşın ihtiyacını karşılayacak hiçbir düzenlemeyi yapmamak gerekir gibi bir parlamento anlayışı olamaz. Böyle söyleyenler parlamentonun varlığını inkar ediyorlar.
Askerlik süresini kısaltılması tartışmalarında karşımıza, TSK’nın terörle mücadele ettiği gerekçesi çıkıyor. Bu, şüphesiz kimsenin elinin tersiyle bir tarafa atacağı gerekçe değildir. Ancak sözleşmeli er düzenlemesiyle birlikte terörle mücadelede yeni safhaya girilmiştir. CHP olarak olumlu baktığımız bu düzenlemeyle artık terörle mücadelede daha profesyonel, daha eğitimli, bölgenin şartlarını daha iyi bilen birlikler yer alacaktır.
Konuyu parlamento çözecek
Böyle bir aşamaya girilmişken Türkiye askerlik süresini kısaltma ile karşı karşıyadır. Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşü şüphesiz önemlidir, ancak konuyu çözecek olan parlamentodur. Sivil irade bu konuyu çözmeye muktedirdir. Beklentiyi karşılamak için münhasıran TSK’nın görüşüne bağlı kalmayı doğru bulmuyorum. Düzenleme TSK’nın terörle mücadelesinde hiçbir zafiyete yol açmaz. Ordunun asker kaynaklarını olumsuz yönde etkilemez.


En son mert tarafından, 22 Mar 2011, 07:23 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 değişiklik yapıldı.

Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:23 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26
BEDELLİ ASKERLİK İLE İLGİLİ PLATFORMLAR
http://www.bedelliaskerlik2010.net
www.bedelliaskerim.com/
www.dovizliaskerlik.com
www.bedelliaskerlik.com.tr/
www.bedelliaskerlik.gen.tr/


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:30 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bedelli askerlikle ilgili taahhütte bulunmadığını belirterek, ''Pişmemiş aşa kimse su katmasın'' dedi.

Erdoğan, tek tip askerlik konusunda da TSK'nın çalışmasını bitirdiğini veya bitirmek üzere olduğunu belirterek, büyük ihtimalle önümüzdeki hafta alacağı brifingin ardından nasıl bir düzenleme yapılacağına ilişkin kararı açıklayacaklarını bildirdi.

Suriye'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yapan Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, bedelli askerlikle ilgili bir gazetede kendisine atfen yer alan ifadelerin hatırlatılması üzerine, gazete başlığının yanlış olduğunu söyledi.

''Bir defa benim ne böyle bir taahhüdüm olmuştur, bunu halk oylamasından önce de söylüyorlardı; böyle bir taahhüdüm olmadı'' diyen Erdoğan, hiçbir zaman böyle bir şey söylemediğini ifade etti.

Başbakan Erdoğan, ''Pişmemiş aşa kimse su katmasın. Ortada pişmiş aş varsa bunu beraber milletçe paylaşırız ama böyle bir şey söz konusu değil'' dedi. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaklaşımının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, konunun teknik boyutunun tamamıyla TSK'ya ait olduğunu ve konuyu TSK ile müzakere edebileceklerini kaydetti.

Başbakan Erdoğan, ''Böyle bir taahhüdü yapmadığım halde böyle bir taahhütte bulunduğumun söylenmesi beni üzer. İsmi verilmeyen milletvekili kimdir bilemiyorum. Bu tür şeyler de bizim artık yazılı-görsel medyada alıştığımız haber düzenlemeleridir. 'İsmini veremeyeceğimiz, Başbakan'a yakın, grupta herhangi bir milletvekili' gibi şeyler kalıp haline geldi. Bunlar doğru değil. Varsa, kimse ismi yazılsın, onu gidelim biz de 'nerede verdik bu sözü' diye hesabını ona soralım'' diye konuştu.

Tek tip askerlik konusundaki kişisel görüşü sorulan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Sen benden spekülatörlük istiyorsun ama ben spekülatörlük yapamam. Şu anda Silahlı Kuvvetler bu konuyla ilgili çalışmalarını bitirdi veya bitiriyor. Ben kendilerine sadece bir gün vereceğim. Bu hafta Pakistan ziyaretimiz olduğu için büyük ihtimalle önümüzdeki hafta gerçekleştireceğiz. Kendileri bize gelip bir brifing verecekler. Brifingden sonra nasıl bir düzenleme yapacağımızı karara bağlayacağız ve onu açıklayacağız. Temennimiz tabii ki adalet çizgisinde bunun olmasıdır. Adil olmayan bir çizgiyi hiçbir zaman düşünemeyiz. Bu yanlış olur.''


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:31 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26
Bedelli askerlik
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Bedelli askerlik, Türkiye'de Osmanlı döneminden bu yana aralıklarla zorunlu askerlik'e alternatif olarak süre kısalması karşılığı nakit bedel ödenmesi mantığına dayanan bir uygulamadır. Uygulamanın dayandırıldığı gerekçeler ordunun ve devletin maddi ihtiyaçları ve bireylerin işlerini kaybetmemeleridir. Uygulamanın Anayasa Mahkemesi tarafından eşitlik ilkesini ihlal etmediğine karar kılınmıştır.
18 yaş ve üzeri erkek Türk vatandaşlarından yurt dışında en az 3 yıl çalışmış olanların 21 günlük süre ile vatani hizmetlerini görmelerine olanak veren bedelli askerlik günümüzde geçerlidir, buna aynı zamanda "dahte" dövizle askerlik hizmetine tabi erler ismi de verilir.
Diğer şekli ise geçici olarak Türkiye'de ikamet etmekte olanlara sağlanan olanaktır. Bu durumdaki askerlik süresi ise 21 gün olarak tespit edilmiştir. Cumhuriyet tarihinde 10 kez uygulanmıştır. En son uygulamalar, 1984, 1987, ve 2000 yıllarında yapılmıştır. 2000 yılındaki uygulamanın sebebi 17 Ağustos 1999'daki Gölcük depreminden sonra ülke ekonomisine katkı amacı taşımıştır.


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:34 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26
Bedelli askerlik asla bir imtiyaz isteği, zengin talebi değildir.



Bizler, bu memleketin; işçisi, esnafı, işvereni, akademisyeni, doktoru, mühendisi,memuru, öğretmeni gibi toplumun çok geniş kesimlerini içine alan daha çok orta gelirli, askerlik problemi nedeniyle kurmuş olduğu iş ve aile düzeninin derinden etkileneceği vatandaşlarıyız.

Hayat çoğu kişinin varsaydığı gibi, herkes için belirli kurallarla devam etmemektedir. Her zaman için; “önce okul biter, sonra askere gidilir, sonra iş bulunur, sonra evlenir, sonra çoluk çocuk sahibi olunur” kuralı işlememektedir. Bizler, hayatın türlü nedenlerle bu varsayılan yoldan savurduğu insanlarız. Bir an önce marjinal kalmamak, tekrar bu bilinen hayat yolunda devam etmek için 8 yıldır hiçbir kimse ya da kurumu rencide etmeden demokratik talebimizin, sosyal hukuk devleti anlayışı içersinde çözülmesi için çabalıyoruz. Fakat bu sessiz çığlıklarımız, duyulmamakta, önemsiz ve zararsız algılanmakta veya doğru olmayan bir biçimde zengin olduğu varsayılan bir zümrenin özel imtiyaz talebi olarak algılanmaktadır.

Bizler yaygın kanın aksine çoğunluğu orta gelirli insanlarız. Zengin insanların, 8 yıl boyunca bu dava için zaman ve emek harcamasını düşünmek mantıklı bir yaklaşım değildir. Unutulmamalıdır ki zengin kesimin, yurtdışı dövizli askerlikten yararlanma olanakları var. Yurtdışında 3 yıl çalışan, iş kuran, veya çoğu kez çalışıyormuş gibi yapan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, 5000 Euro karşılığında 21 günlük dövizli askerlik yapmaktadır. Bu haktan birçok zengin ve çok iyi bilinen siyasi yakınları da faydalanmış ve halen faydalanmaktadırlar. Burada Anayasa hukukçularının da tartışmasız kabul ettiği, “Yurtdışı Dövizli Askerlik” hakkının Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan vatandaşlara tanınmaması eşitlik ihlalidir. Ne var ki, anayasa mahkemesine bireysel başvuru henüz yapılamamakta ve herhangi bir siyasi parti bu eşitsizliği kabullenip Anayasa Mahkemesine götürmemektedir. Bu siyasilere “Yurtdışı Dövizli Askerlik” sorulduğunda, bunun bedelli askerlik ile karıştırılmaması ve bu uygulamanın amacının yurtdışında yaşayan gurbetçileri vatana bağlamak olduğunu söylemektedirler. Hukuksal olarak kabul görmeyen bir açıklamadır. Peki ya vicdani olarak kabul görülebilir mi? Örneğin, bu haktan yararlanan binlerce siyasi, siyasi yakınları, ünlü sanatçılar, futbolcular sizce gurbetçiler midir? Hem hukuksal hem de vicdani temeli yoktur.

Bedelli askerlik ile ilgili olarak toplumuzda bazı mesnetsiz önyargılar bulunmakta ve toplum yanlış yönlendirilerek bazı gerçeklerin üzeri örtülmektedir. Her şeyden önce, farklı nedenlerden dolayı daha önce defalarca uygulanmış bir yöntemdir. Çeşitli tartışmalar çerçevesinde, aslında askerlik sisteminin her açıdan sanki eşit bir sistem olduğu ve sadece yurtiçi bedelli askerlik uygulamasının mevcut mükemmel eşitlikteki sistemi bozduğuna yönelik bir görüş bulunmaktadır. Eşitsizlik adı atında, bedelli askerliğe karşı çıkan kesimlerde, “eşitlik” ideallerini nedense başka konularda savunurken göremiyoruz.

Vatan sevgisi, bazı kesimlerde zorunlu askerlik hizmeti ile eşleştirilmektedir. Adı üstünde, zorunlu kelimesi olan bir yerle vatan sevgisini ilişkilendirmek hatalıdır. Vatanı sevmenin tek bir şekli yoktur, bunun türlü yolları vardır. Sosyo-ekonomik problemler nedeniyle bu görevi belirli bir bedel ödeyerek, 1 ay yapmak isteyen vatandaşlarımızın vatan sevgisinden kuşku duyulmamalıdır. Bu kesim, askerlik sistemini ret etmeyen, çağımızın gerçeklerine uygun daha güçlü ve modern bir orduyu arzulayan, savaşta temelli askerlikten kaçmayacak kesimdir.

Mevcut askerlik sistemimiz, içinde bulunduğu çağın gerçekleri ile henüz yüzleşmemiştir. Bu gerçekler 1999’dan bu yana, 11 yılda, tüm çıplaklığıyla 400.000 civarında bedelli askerlik bekleyen kişi üretmiştir. 400.000 vatanını seven insanın, keyfi olarak askerlik hizmetini yapmadığını düşünmek, sorunu görmezden gelmek demektir.

Analitik düşünen, kendini toplum sorunlarını çözmeye adamış bir siyasetçinin bunun nedenlerini iyice sorgulaması ve hali hazırda var olan bedelli askerlik çözümlerini değerlendirmesi veya yeni çözümler üretmesi gerekmektedir.

Sorunun çözülemediği her geçen gün, bu büyük kitlenin sayısı artacak ve sorunun çözülmesi için daha büyük baskı oluşacaktır. Nihayetinde, aklı-selim galip gelip bu sorun şüphesiz çözülecektir. Fakat sorunun çözümündeki gecikmeler geride maddi ve manevi yaralı aileler bırakacak ve tek kaybedenler bu aileler olacaktır

Terörle mücadelede son bir iki yıldır, artık profesyonel komando birlikleri görev almaktadır. Dolayısıyla, buradaki mücadele farklı bir boyutta sürdürülmektedir. Bedelli askerlik bekleyenleri sanki terörden sorumlularmış gibi veya terör bölgesinde savaşacaklarmış gibi göstermek yanıltıcıdır. Bedelli askerlik bekleyenler, toplumda askerlik hizmetinin iyileşmesine büyük katkıda bulunmuşlardır ve bunun üzerine terörle mücadele artık profesyonel birliklerle yapılabilmektedir. Aynı şekilde ordumuzun bir an önce profesyonelleşmesi için de çaba harcamaktadır.

Bizler adeta zihinsel bir hapisteyiz. Sürekli ailemiz, işimiz için endişe içindeyiz. Hayata dair düşüncelerimizi, kariyerimizi, iş yatırımlarımızı, projelerimizi uygulayamıyor ya da erteliyoruz. Her an içinde bulunduğumuz durumu düşünüyor ve psikolojik bir yıkım yaşıyoruz. Kimimiz mahallesinden dahi dışarıya çıkamayacak durumda hayatını devam ettirmektedir.

Çoğumuz hayatımızın 5- 10 yılını yaşayamadık addediyoruz. Sosyal ve ekonomik yıkım yaşamamak için, askerlik vazifemizi yerine getiremiyoruz, bunun için ağır bedeller ödemekteyiz halen. Bizim için imkânsız değil ama çok zor olsaydı biz vatani görevimizi seve seve yapmıştık. Fakat çoğumuz için bunu yapabilmek içinde bulunduğumuz şartlar itibariyle imkânsız.

Bizler Bedelli askerlikle ile ilgili yıllarca umut verildiği için, hep bekledik. Verilen vaatlerle daha da mağdur duruma düştük. Verilen vaatlerle nasıl mağdur duruma düştüğümüz ile ilgili olarak bir video hazırladık:

http://www.youtube.com/watch?v=SFNFOqn2 ... dded#at=55

<iframe title="YouTube video player" width="640" height="390" src="http://www.youtube.com/embed/SFNFOqn216g" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:38 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26
chp bedelli askerlik teklifi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Askerlik Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçeleri ektedir.
Gereği müsaadelerine sunulur.
M. Akif HAMZAÇEBİ Rasim ÇAKIR
Trabzon Milletvekili Edirne Milletvekili
GENEL GEREKÇE
Türkiye’de 1980 yılından sonra 1111 sayılı Askerlik Kanununa, 16.4.1987 tarih ve 3358 sayılı Kanunun 10 ncu maddesiyle eklenen geçici 20 nci, 21.5.1992 tarih ve 3802 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle eklenen geçici 33 ncü ve 2.11.1999 tarih ve 4459 sayılı Kanunun 1 nci maddesiyle eklenen geçici 37 nci maddeleriyle olmak üzere üç defa bedelli askerlik düzenlemesi yapılmıştır. 1987 ile 1999 arasındaki 12 yıllık süre içinde 5-7 yıllık aralıklarla üç defa bedelli askerlik düzenlemesi yapılmak zorunda kalınmasının temelinde, zorunlu askerlik süresinin uzunluğu yatmaktadır. Özellikle mesleki kariyer planlaması yaparak yüksek lisans, doktora ve TUS’ta uzmanlık öğrenimine devam eden, kendi nam ve hesabına serbest meslek faaliyeti yürüten ve küçük ve orta ölçekli işletme kuran gençlerimizin, uzun süreli askerlik hizmeti sırasında öğrenimleriyle faaliyetlerine ara vermek ve işyerlerini kapatmak zorunda kalmaları, askerlik hizmetlerini sürekli bir şekilde ertelemelerine neden olmuştur. Askerlik ödev ve görevinin ertelenmesi, askerlik çağına gelen gençlerimiz arasında yığılmalara yol açmış; bedelli askerlik düzenlemeleri ile söz konusu yığılmalar eritilmeye çalışılmıştır. Öte yandan, kısa sayılabilecek aralıklar içinde üç defa bedelli askerlik düzenlemesi yapılması, bu alanda bir gelenek yaratılmasına ve dolayısıyla gelecekte de yapılacağına yönelik beklentiler doğmasına neden olarak, askerlik hizmetinin ertelenmesini teşvik eden ve yığılmaları besleyen bir işlev görmüştür. Ayrıca, AKP iktidarı 2003 yılından 2011 yılına kadar bedelli askerlik düzenlemesini sürekli bir şekilde canlı tutarak bir yandan askerlik hizmetinin ertelenmesini teşvik etmiş, diğer yandan da umut tacirliğine soyunarak gençlerimizi “ha bu gün, ha yarın” beklentisine sokmuştur. Geldiğimiz bu noktada, oluşmuş bulunan yığılmanın eritilmesi amacıyla, bir defaya mahsus olmak üzere, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğanlardan temel askerlik eğitimini tamamlayanların askerlik hizmetlerini yapmış sayılmaları konusunda bir düzenleme yapılması ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Teklifimizin temel amacı, gençlerimizin mesleki/ailevi/kişisel vb. sorunları nedeniyle askerliklerini ertelemeleri sonucu oluşan yığılmayı, mali gücü olmayanların bedel ödemeden, olanların ise mali güçleri oranında bedel ödemeleri suretiyle “sosyal devlet” ilkesini gözeterek eritmek ve silahlı kuvvetlerimizin planlamalarını nesnel verilere dayalı olarak yapmasına olanak sağlamaktır.

MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Maddenin birinci fıkrasıyla, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan ve her ne sebeple olursa olsun fiilen askerlik hizmetine başlamamış olan gençlerimizin, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları ve Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmaları şartıyla askerlik hizmetini yapmış sayılacakları hüküm altına alınmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında “sosyal devlet” ilkesi gözetilerek yapılan düzenlemelerle, (a) bendinde, yıllık gelir toplamı 12.000 TL’nin altında olan yükümlülerin herhangi bir bedel ödemeden yasadan yararlanmaları sağlanmaktadır. TÜİK’in 6 Ocak 2011 tarihli Haber Bülteninde yer alan “2009 Yoksulluk Çalışması Sonuçları”na göre, dört kişilik bir ailenin 2009 yılı yoksulluk sınırı 825 TL tahmin edilmiş bulunmaktadır. Bu tutar TÜFE değişim katsayısı ile 2011 yılına güncellendiğinde yaklaşık 900 TL yapmaktadır. Bu tutara göre, yıllık geliri (900 x 12 =) 10.800 TL’nin altında olan aileler yoksulluk sınırının altında yaşamaktadırlar. 16 yaşından büyükler için tespit edilen asgari ücretin aylık net tutarının 2011 yılı ilk döneminde 630 TL ve yıllık tutarının ise (İş Kanunundan kaynaklanan yılda 2 ilave tediye dahil) 8.820 TL olduğu göz önüne alındığında, yoksulluk sınırının altında gelir elde eden yükümlülerden bedel alınması, toplumsal adalet ve eşitlik ilkelerini zedelemenin yanında sosyal devlet ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
Öte yandan üniversite mezunu olan ve Genel İdare Hizmetleri Sınıfında 9 ncu derecenin 1 nci kademesinde göreve başlayan bir memurun aylık maaşı, eşinin çalışmaması ve çocuk sayısına göre 1.450 TL’ye yaklaşmaktadır. Söz konusu memurun yıllık geliri ise (1.450 x 12 =) 17.400 TL yapmaktadır. Dolayısıyla söz konusu yükümlülerden yaşamaları için gerekli olanı almamak gerekir. Bu düşünceyle birinci fıkranın (b) bendinde, yıllık gelirleri toplamı 25.000 TL’den az ve 12.000 TL’den fazla olanların 7.500 TL ödemeleri; (c) bendinde ise, yıllık gelirleri toplamı 25.000 TL’den fazla olan yükümlülerin 15.000 TL ödemeleri hüküm altına alınmaktadır.
Ayrıca, maddenin ikinci fıkrasında bedelli askerlikten yararlanacak kişilere, ödeyecekleri bedeli askerlik hizmetini yerine getirdikleri tarihten sonra iki yıla kadar eşit taksitler halinde ödeme kolaylığı getirilmekte ve faiz yükü yerine TÜFE artışının taksit ödemelerine yansıtılması öngörülmektedir.
Üçüncü fıkrada, bedelin tahsili ve bütçeleştirilmesinin usul ve esasları; dördüncü fıkrada ise, bedelli askerlikten yararlanan kişilerden tahsil edilecek paraların yükseköğretim öğrencileri için öğrenci yurdu yapımında kullanılacağı hiçbir tartışmaya yer vermeyecek açıklıkta belirtilmektedir. Maddenin birinci fıkrasında ödenecek bedelin tespitinde kişilerin beyanı esas alınmaktadır. Beşinci fıkrada ise, gerçek dışı beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, zorunlu askerliğin yasal süresi olan 15 ay üzerinden yeniden yaptırılacağı hükme bağlanmaktadır. Altıncı fıkra ile bedelin ödenme usul ve esaslarını, beyanlarda istenecek bilgi ve belgelerle uygulamaya ilişkin diğer hususları düzenlemek üzere Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir. Madde 2- Yürürlük maddesidir.
Madde 3- Yürütme maddesidir.
ASKERLİK KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 21.6.1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanununa aşağıdaki geçici 46 ncı madde eklenmiştir. “Geçici Madde 46- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde askerlik şubelerine başvurmaları ve yıllık gelirleri toplamı; a) 12.000 Türk Lirasından (12.000 Türk Lirası dahil) az olanların veya hiç geliri olmayanların herhangi bir bedel ödememeleri, b) 25.000 Türk Lirasından (25.000 Türk Lirası dahil) az ve 12.000 Türk Lirasından fazla olanların 7.500 Türk Lirası ödemeleri, c) 25.000 Türk Lirasından fazla olanların 15.000 Türk Lirası ödemeleri, halinde Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmaları şartıyla askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılırlar. Birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirtilen tutarlar, askerlik hizmetinin yerine getirildiği tarihten itibaren eşit taksitler halinde de ödenebilir. Bu halde ödenecek tutara TÜFE farkı eklenir. Bu uygulama kapsamında yapılacak ödemeler Maliye Bakanlığı Merkez Muhasebe Birimi adına T.C. Ziraat Bankasında açılacak özel hesaba yatırılır. Bu hesapta toplanan miktarları genel bütçeye özel gelir ve karşılığı da ilgili kurum bütçelerine aktarılmak üzere Maliye Bakanlığı bütçesinde açılacak özel bir tertibe ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu ödeneklerden yılı içinde kullanılamayan miktarlar, ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydedilir. Bu tertipte oluşan ödenek, 16.8.1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 20 nci maddesindeki hükümler çerçevesinde yapılacak öğrenci yurtlarının finansmanında kullanılır. Yapılacak inceleme ve denetlemelerde gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlere zorunlu askerlik hizmeti yasal süresi üzerinden yeniden yaptırılır. Bedelin ödenme usul ve esasları, beyanlarda istenecek bilgi ve belgeler ve uygulamaya ilişkin diğer hususlar, Bakanlar Kurulu kararı ile düzenlenir.” Bu madde hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında adli takibat yapılmaz.” MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 22 Mar 2011, 07:42 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26
BEDELLİ ASKERLİK MANİFESTOSU:

Kamuoyunun dikkatine!

17 Mart 2011 tarihinde Sayın Başbakan Rusya'dan dönüşünde havalimanında açıklama yaparken, bir gazeteci sanki CHP kanun teklifi vermemiş de sadece seçim sonrası için bir vaatte bulunmuş gibi "CHP bedelli askerlik projesi açıkladı, ne düşünüyorsunuz bu konuda?" diye bir soru sormuştur. Sayın Başbakan şöyle cevap vermiştir:

"Bunun neresi proje? Böyle proje mi olur? Böyle ayaküstü proje mi olur? Kiminle oturulmuş ne konuşulmuş? Bu ne getirir ne götürür? Şu anda halkımızın tavrı bu konuda ne? Parası olan var olmayan var. Parası olan bedelli askerlik yapsın parası olmayan gidip askerlik yapsın. Eğer bunun halkımızın bir kesimini mağdur etmeyeceğini biz bilseydik, buna inansaydık biz bunu çoktan masaya getirirdik. Polislerin askerlik sorununu TSK ile oturup konuşarak çözdük. Bütün bunlar yolda giderek ayaküstü halledilecek şeyler değil. Bu ne getirir ne götürür hesaplanarak yapıldı. Fakat görüyorum ki ana muhalefet partisi sadece birşey yapıyor gibi görünmek için bunları ortaya atıyor. Gerçekten böyle bir şey gerekiyorsa biz seçimden sonra bunu anayasa değişikliği kapsamında referanduma götürürüz. Ben Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğunun altına giremem. Çünkü parası olan var parası olmayan var. Benim görüştüğüm kenar köşedeki vatandaşım buna hiç sıcak bakmıyor. Biz kimsesizlerin kimsesi olarak yola çıktık ve buna uygun davranmak zorundayız."

Sayın Başbakan'ın yukarıdaki açıklamasında öncelikle "Parası olan var olmayan var. Parası olan bedelli askerlik yapsın parası olmayan gidip askerlik yapsın. Eğer bunun halkımızın bir kesimini mağdur etmeyeceğini biz bilseydik, buna inansaydık biz bunu çoktan masaya getirirdik" kısmına dikkat edilmesi gerekmektedir. Burada iki ihtimal söz konusudur:

1) Sayın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Partili Grup Başkanvekilleri ve Milletvekilleri ile onlarca danışmanı Sayın Başbakan'a CHP'nin kanun teklifi verdiğini ve bu teklifin içerisinde yıllık geliri 12.000 TL'nin altında olan vatandaşların ücret ödemeden temel askerlik eğitimini alabildiklerini söylememiştir.

2) Sayın Başbakan, konuyu tamamıyla ve tüm detaylarıyla bilmesine rağmen televizyon üzerinden milyonlarca insanı kasten yanlış bilgilendirerek CHP'nin ve kabusa dönmüş hayatlarının normale dönmesini yıllardır bekleyen aileleriyle beraber 1 milyon insanın aleyhine bir kamuoyu yaratmaya çalışmıştır.

Her iki ihtimalin de sonucu şudur: Bu tam bir skandaldır! Sayın Başbakan ya bilgisi bile olmadan milyonlarca insana yanlış açıklamalar yapmış ya da kasıtlı olarak yanlış açıklama yapmıştır.

Burada tabi dikkat çeken ve hayretler uyandıran diğer bir husus, Sayın Başbakan açıklama yaparken orada bulunan ve soruyu soran gazeteci başta olmak üzere; CHP'nin kanun teklifini çok iyi incelemiş olmaları muhtemel 50'ye yakın gazeteciden bir tanesi bile Sayın Başbakan'ın "Parası olan var olmayan var. Parası olan bedelli askerlik yapsın parası olmayan gidip askerlik yapsın" açıklamasından sonra Sayın Başbakan'ı CHP'nin teklifindeki yıllık 12.000 TL'nin altında gelire sahip vatandaşların bedelsiz olarak 21 gün askerlik yapması hususunda uyarma ve düzeltme cesaretini gösterememiş olmasıdır. Bu olayda da ortaya çıktığı üzere, basınımızın ne kadar özgür, cesur ve objektif olduğu hususu değerlendirme yapmaya gerek bile duyulmadan kamuoyunun dikkatine ve yorumuna sunulmaktadır.

Kamuoyunun artık aşağıdaki bilgiler doğrultusunda doğru bilgilendirilmesi ve saklanan, gizlenen tüm gerçekleri öğrenmesi, kimlerin ne sözler verdiğini ve tutmadığını anlaması gerekmektedir:

1) Öncelikle aşağıda yer alan linkte 2002 yılından bu güne AK Parti yöneticilerinin bedelli askerliğe ilişkin verdikleri sözler ve bedelli askerliği çıkarmaya yönelik olumlu açıklamaları yer almaktadır. Çok hızlı gündem değişimleri nedeniyle yakın geçmişi çabuk unutabilen Türk kamuoyunu bedelli askerlik konusunda verilen sözler ve gerçekler hakkında aydınlatmak amacıyla bu videonun izlenmesi gerekmektedir: http://www.youtube.com/watch?v=6PwQd0NbbeU

Yukarıdaki videodan örnek diyaloglar aktarmak istiyoruz:

Yıl 2003, Milli Savunma Komisyonu Başkanı AK Parti Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu'na bedelli askerlik soruluyor.

Verdiği cevap: "Bedelli askerlik bizim seçim beyannamemizde var. Yani AK Partisi 3 Kasımdan önce, 3 Kasımdaki seçimlere giderken bu bizim seçim beyannamemizde var. "

Yıl 2010, 12 Eylül Referandumu öncesi bir TV programında Sayın Mehmet Barlas Sayın Başbakan'a bedelli askerliği neden çıkaramadıklarını soruyor.

Sayın Başbakanın verdiği cevap: "Yeni anayasayı şöyle bir..yeni anayasayı bir halledelim",

Sayın Barlas üsteliyor:"Yeni anayasa kabul edilirse bunları yapacakmısınız?",

Sayın Başbakan: "İnşallah..",

Sayın Barlas: "Söz mü?",

Sayın Başbakan:"İnşallah.."

2) Bugün bedelli askerlik uygulaması için "terör var çıkaramayız" söylemi öne sürülen argümanlardan birisidir. Bedelli askerlik son 25 yıl içerisinde Türkiye'de 16 Nisan 1987, 21 Mayıs 1992 ve 2 Kasım 1999 yıllarında olmak üzere 3 kere uygulanmıştır. Söz konusu uygulamalardan 1987'de 18 bin 433, 1992'de 35 bin 111, 1999'da ise 72 bin 290 olmak üzere toplamda 125 bin 834 kişi faydalanmıştır.Söz konusu tarihlerde acaba terör sıfır düzeyinde miydi yoksa en tırmandığı dönemlerde miydi? Bu dönemlerde bu yasaları çıkartan Saygıdeğer Meclis Üyeleri, yasaları onaylayan Sayın Cumhurbaşkanları ve yasalara muhalefette bulunmayarak uygulayan Sayın Genel Kurmay Başkanları çok yanlış ve adaletsiz uygulamalara mı imza atmışlardır? Tarkan, Mustafa Sandal, Serdar Ortaç gibi birçok sanatçı, işadamları ve ünlü insanlarla beraber toplam 125 bin 834 vatandaş bedelli askerlikten yararlanmıştır. Bunlar vatandaşlık görevini yerine tam olarak getirmemiş, kamu vicdanını yaralamış vatandaşlar mıdır? Bunları tekrar askere alıp 21 günün üstündeki süreler için tekrar askerlik yaptırmak mı gerekmektedir?

3) Bunun yanında 1980'li yılların başından bu yana yürürlükte olan ve yurt dışında 1095 gün çalışan yada paravan şirketler aracılığıyla çalışıyor görünen (!) vatandaşların "işlerini kaybetmemeleri amacıyla" uygulanmakta olan "Yurtdışı dövizle askerlik" uygulamasından yurtdışına katma değer sağlayan, yurt dışında vergi veren yüz binlerce vatandaş yaklaşık 30 yıla yakın bir süredir yararlanmışken ve yararlanmaya devam etmekteyken, Türkiye sınırları içinde üretim yaparak katma değer sağlayan, ülkesine vergi veren, istihdam sağlayan ve "işini kaybetmemek ve ailesini mağdur etmemek amacıyla" askerlik sorunlarının çözülmesini bekleyen aileleriyle beraber bir milyonu aşan vatandaşa karşı çıkmak, aynı hakkı tanımamak hangi eşitlik, adalet ve vicdan ilkeleriyle bağdaşmaktadır? Anayasa'nın eşitliğe ilişkin 10. maddesine ne kadar uymaktadır? Ayrıca unutulmamalıdır ki yurtdışı dövizli askerlik uygulamasında yaş sınırı bile uygulanmazken tüm yurtiçi bedelli askerlik uygulamalarında en az 27-28 yaş sınırı uygulanmıştır. CHP'nin verdiği son teklifte de 28 yaş sınırı bulunmaktadır. Bugün Metin Tümer, Fatih Tekke gibi birçok tanınmış futbolcu, AK Parti ile adı anılan İbrahim Kutluay gibi ünlü milli basketbolcularımız ve diğer birçok sporcumuz sırf yurtdışı dövizli askerlikten yararlanabilmek için 1095 günü tamamlamayana kadar yurtdışındaki takımlarda spor yaşamlarını sürdürmüşlerdir ve birçoğu hala da sürdürmektedir. Birçok vatandaş da yüksek lisans veya doktora eğitimlerini sırf bu nedenle yurtdışında yapmaktadırlar ve bugün ekranlarda her gün gördüğümüz birçok şarkıcı ve sanatçı 21 gün askerlik hakkını kazanabilmek için yılın 6 ayını ABD'de, Avrupa'da kalan 6 ayını Türkiye'de tatil yaparak geçirmektedir. Tabi yurtdışında bu şekilde barınabilmek çok maliyetli birşey olduğundan bunu sadece çok zengin vatandaşlar yapabilmektedir. Yani, parası olan vatandaşlar gidip 1095 gün boyunca yurtdışında sigortalarının bir şekilde yatmasını sağlayarak 5.112 EURO karşılığında 21 gün askerlik yapma hakkı elde edebilmektedir. Sayın Başbakan ve iktidar temsilcileri buna ne yorum yapmaktadırlar? Gerçekten tüm hayatları boyunca yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızı bir kenara koyarsak; belirli bir zümreye ayrıcalık tanımak, parası olanların yararlanabileceği bir uygulamayı yürürlükte tutmak her fırsatta sosyal devletten bahseden yöneticilerimize yakışmakta mıdır? Tabi bu soruları medyadan da hiç kimse soramamaktadır, dolayısıyla bu sorulara cevap da alamamaktayız, ama hepimiz cevapları çok iyi bilmekteyiz. Umarız ki bir gün cesur ve objektif siyasiler ve gazeteciler bu konuları gündeme getirebileceklerdir.

4) Sayın Hüseyin Çelik, 1992 yılında bedelli askerlik yapmıştır. Ama şimdi kendisi bedelli askerliğe karşıdır. Bu nasıl bir çelişkidir. Kendisi "bugün terör var,bedelli çıkaramayız" demektedir. 1992 yılında terör nedeniyle verilen şehit sayısı Genelkurmay Başkanlığı'nın verilerine göre 496'dır. Bunu nasıl açıklayabilmektedir? Ayrıca terörü bitirmek zorunlu sebeplerden askerlik görevini zamanında yerine getirememiş ve yaşı ilerlemiş olan bedelli askerlik bekleyen vatandaşlardan mı beklenmektedir? Bedelli askerlik hakkından yararlanmak isteyen vatandaşların bedelli askerlikten yararlanabilmek için kendi imkanlarıyla terörü bitirmesi beklenemeyeceğine göre; 30 yıla yakın zamandır uygulanan yurtdışı dövizli askerlik ile 1987, 1992 ve 1999 yıllarında uygulanan bedelli askerlik uygulamalarında hiçbir şekilde terör bahane olarak gösterilmemişken, terörle mücadelenin profesyonel birliklere devredildiği günümüzde terörü sürekli bedelli askerlikle ilişkilendirmek samimiyetten ve tutarlılıktan uzak görülmektedir.

5) Sayın Başbakan'ın oğlu ve damadı yurtdışı dövizli askerlikten yararlanarak 5.112 EURO karşılığında 21 gün askerlik yapmışlardır. Yurtiçinde yaşayan vatandaşların da aynı haktan yararlanması için isimlerinin Bilal veya Berat, ya da babalarının Başbakan mı olması gerekmektedir? Sayın Başbakanımız oğluna tanınan hakkı neden vatandaşlarına tanımak istememektedir? Havalimanında yaptığı açıklamasında "Gerçekten böyle bir şey gerekiyorsa biz seçimden sonra bunu anayasa değişikliği kapsamında referanduma götürürüz. Ben Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğunun altına giremem" demiştir, peki nasıl kendi çocuğu 5.112 EURO karşılığı 21 gün askerlik yaparken bu sorumluluğun altına girebilmiştir ve neden kamu vicdanında yada halkta yarattığı haksızlık ve adaletsizlikten dolayı kendi çocuğunun askerlik durumunu referanduma götürmemiştir?
Bu konuda 18 Mart 2011 tarihli yazısında gazeteci Sayın Umur Talu'nun "Başbakanın yurtiçinde çalışan oğlu yurtdışı bedelli yapmış, hala eşitlikten bahsediyor" ifadesi ile Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sayın Başbakan oğlunu 21 günlük askerliğe referandumla mı yolladı?" ifadesini yorumsuz olarak kamuoyunun dikkatine sunmaktayız.

Bu konuda akla gelen diğer bazı soruları da kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:

i) 2002 genel seçimlerinde AK Partinin seçim vaatleri arasında yer alan bedelli askerlik konusunda referandum yapılacağı neden beyan edilmemiştir?

ii) 2004 yerel seçimlerinde Sayın Başbakan "bedelli askerlik bekleyenler askerlik şubelerine dilekçe verin, talep çoğunluğuna göre biz bu bedelliyi çıkarağız" derken neden hiç referandumdan bahsetmemiştir?

iii) Gerek Sayın Başbakan Sayın Mehmet Barlas'a bedelli askerlik için "Yeni anayasayı halledelim inşallah inşallah" diye açıklama yaparken gerekse de Bülent Arınç başta olmak üzere diğer AK Parti yöneticileri bedelli askerlikle ilgili olumlu açıklamalar yaparken neden hiç referandumdan bahsetmemişlerdir?

Ayrıca şeffaflığın,tutarlılığın ve hesap verebilirliğin ortaya konulması adına Hüseyin Çelik'e ek olarak Bakanlar Kurulu ve AK Parti Milletvekillerinden yurtdışı dövizli askerlik veya bedelli askerlikten faydalananların isimlerinin AK Partili yetkililerince açıklanmasını talep etmekteyiz. Bu şekilde bedelli askerlik uygulamasına karşı olan AK Parti'den kaç kişinin eşitsizlik ve adaletsizliğe yol açtığını iddia ettikleri bir uygulamadan bizzat kendilerinin yararlandığını tüm kamuoyunun takdirine sunmak istemekteyiz.

6) Gazeteci Sayın Erdal Şafak 19 Mart 2011 tarihli köşe yazısında Sayın Başbakan'la Rusya gezisinde yaptığı söyleşiden bahsederek bedelli askerlikle ilgili Sayın Başbakan'ın şu sözlerine yer vermiştir: "Ben karar veremiyorum. Vatandaş karşıma çıkıyor, "Benim param yok ben istifade edemeyeceğim, parası olan yararlanacak..." Kemal Kılıçdaroğlu bana çakıyor. Dövizli askerlik... Benim oğlum ABD'de hem Dünya Bankası'nda çalıştı, hem de doktora yaptı. Hak kazandı. Bunu kullandı. Dövizli ile bedelliyi karıştırıyor. Bunu ağzına alıp nemalanmaya çalışıyor. CHP kenarından, köşesinden iktidar oldu. Bu dönemde Mehmet'e ne verdin? Belki seçimlerden sonra vatandasın görüşüne başvurulabilir, Bunun üzerinde çalışabilir. Ama böyle bir vaadin içine girmeyi düşünmüyorum. Gerekirse üzerinde çalışılabilir diyorum. " Şimdi Sayın Başbakan'ın 17 Mart 2011 tarihinde havalimanında CHP'nin teklifindeki "geliri düşük olanlara ücretsiz 21 gün askerlik eğitimi" hususunu bilmeden yaptığı "Parası olan bedelli askerlik yapsın parası olmayan gidip askerlik yapsın. Eğer bunun halkımızın bir kesimini mağdur etmeyeceğini biz bilseydik, buna inansaydık biz bunu çoktan masaya getirirdik" şeklindeki yanlış açıklamasının üstünden 2 gün geçmesine rağmen Sayın Şafak'ın aynı cümleleri köşesinde kullanması Sayın Başbakan'ı zor durumda bırakmıştır diye düşünmekteyiz. Bununla beraber, Sayın Başbakan'ın "Kemal Kılıçdaroğlu bana çakıyor. Dövizli askerlik... Benim oğlum ABD'de hem Dünya Bankası'nda çalıştı, hem de doktora yaptı. Hak kazandı. Bunu kullandı. Dövizli ile bedelliyi karıştırıyor" sözlerine bir açıklama getirmek istiyoruz. Kimse Sayın Başbakan'ın oğlunun dövizli askerliği hak etmediğini söylememektedir. Tabi ki haketmiştir. Peki dövizli askerlik kanunu Meclis'in müdahale edemediği bir alan mıdır? Meclis istese yıllardır bu kanunu değiştiremez miydi, ortadan kaldıramaz mıydı? Dövizli ile bedelli arasındaki tek fark dövizlinin yurtdışında 1095 gün çalışma imkanını yakalamış, bunu sağlayabilmek için de daha iyi maddi duruma sahip vatandaşlara yönelik olması; bedellinin ise yurtiçinde çalışan, orta ve alt gelir düzeyinde olup yurtdışına gidip 1095 gün çalışma imkanı bulamayarak dövizliden faydalanamayan ve zorunlu hayat koşullarından dolayı ileri yaşlarına kadar askerlik yapamayan vatandaşlara yönelik olmasıdır. Kamuoyu dövizli ile bedelli arasındaki farkı çok iyi bilmektedir. Kamuoyu, dövizlinin maddi durumu daha iyi vatandaşların yaş sınırı olmadan yıllardır düzenli olarak sorunsuz faydalandığı, bedellinin ise son 25 yılda ancak 3 defa ve belirli bir yaş sınırı ile yurtiçindeki orta ve alt gelir düzeyinde vatandaşların faydalanmaya çalıştığı, fakat her seferinde kıyametlerin koparıldığı ve onlarca tutarsız ve yersiz bahaneyle engellenmeye çalışılan bir uygulama olduğunu apaçık şekilde bilmektedir. Yurtdışında 1095 gün çalışmış olan bir kişi "sırf işini kaybetmesin" diye Türkiye'de 5.112 EURO karşılığı 21 gün askerlik yapıp üstüne Türkiye'de yaşamaya ve çalışmaya devam edebilirken neden Şehit ailelerinin bu konudaki hassasiyeti dikkate alınmamaktadır? Neden terörle mücadelenin yara almasından bahsedilmemektedir? Neden terör devam ederken böyle bir uygulamanın varlığı eleştirilmemektedir? Neden kıyıda köşede kalmış vatandaşın bu konudaki görüşleri dikkate alınmamaktadır? Neden kamu vicdanının ve eşitlik kavramının yara alıp almadığı sorgulanmamaktadır? Neden bazı medya kuruluşlarında yer aldığı üzere yurtdışı dövizli askerlik hakkında da vatandaşların görüşünü yansıtan "sır anketler" düzenlenmemektedir? Bir Türk vatandaşı kendi imkanlarıyla yurtdışında 1095 gün çalışarak askerlik yükümlülüğünü 5.112 EURO karşılığında 21 gün, terör bölgesinden uzakta bir ilde (Burdur) yerine getirebiliyorsa, hatta yemin töreninde general düzeyinde bir komutanın hayırlı olsun konuşmasıyla terhis belgesini alabiliyorsa, hiçbir şekilde "terör, şehit aileleri, konjonktür, parası olan-olmayan ayrımı, haksızlık, adaletsizlik" gibi kavramlarla yüzyüze gelmeden resmi yollarla askerliğini yapabiliyorsa; Hiç kimse çıkıp da yurtiçinde çalışan ve üreten, emek veren bir vatandaşın yine "işini kaybetmemesi" amacıyla aynı haktan yararlanmasının mümkün olmadığını söyleyemez! Söyleyebilenler varsa eğer, bu kişiler hukuku, eşitliği, adaleti ve vicdanı bir kenara koymuş kimselerdir ve halk nezdinde itibar bulamazlar.

7) Eğer yurtiçi bedelli askerlik uygulaması eşitsizlik olarak görülüp uygulanmıyorsa, 1980 başlarından bu yana uygulanan ve yüz binlerce vatandaşın yararlandığı yurtdışı dövizli askerlik uygulaması Anayasa'nın eşitliğe ilişkin 10. maddesine aykırıdır. Bu konu bir siyasi parti tarafından Anayasa Mahkemesine götürülürse neler olabilecektir? Söz konusu durum, ciddi bir ihtimal olarak dikkate alınmalıdır.

8) CHP tarafından verilen bedelli askerlik kanunu teklifi için "neden seçim öncesi verildi, bu popülist ve boş bir vaattir" diye açıklamalar yapanlar olmuştur. Bu açıklamaları yapanlara şunu sormak lazımdır: "Neden torba yasa, vergi affı yasası, öğrenci affı yasası, sözleşmeli er yasası, polislere askerlik muafiyeti yasası, yargıya ilişkin çok önemli yasalar seçim yılında çıkarılmıştır? Bunların hepsi halkın oyunu almaya ve onların umutlarını suistimal etmeye yönelik popülist hareketler midir?"

9) Sayın Başbakan açıklamasında "Gerçekten böyle bir şey gerekiyorsa biz seçimden sonra bunu anayasa değişikliği kapsamında referanduma götürürüz. Ben Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğunun altına giremem" demiştir. Sayın Başbakan, olası bir deprem veya teknik arıza sonucunda milyonlarca insanın, onların çocuklarının, torunlarının ve sonraki nesillerinin hayatlarını tehdit edebilecek Nükleer Santral kurma kararını söz konusu milyonlarca hayatın sahiplerine sorma, yani referanduma gitme ihtiyacı ve sorumluluğu hissetmemektedir, fakat 28 yaş üstünde olan ve zorunlu sebeplerden askerliğini yapamamış vatandaşların sıkıntılarını çözecek olan, geçmişte hiç referanduma gitmeden toplam 125 bin 834 insanın faydalandığı ve 3 kez uygulanmış olan (1987, 1992 ve 1999), mevcut bir kanuna ek bir madde ile yürürlüğe girebilen bedelli askerlik uygulamasına karar verecek sorumluluğu alamamaktadır. Sayın Başbakan bize bugüne kadar kendisinin de belirttiği üzere halkın sorunlarını çözme yönünde kimsenin almaya cesaret edemediği riskleri alarak ilerleyen, statükoya başkaldırmış ve her alanda en çağdaş ve modern uygulamaları örnek alan bir siyasi kişilik olarak ön plana çıkarılmıştır. Fakat bedelli askerlik gibi 28 yaşını aşmış yüz bin kişiyi ilgilendiren, daha önce defalarca Meclis tarafından onay verilmiş olan ve mevcut bir kanuna ek bir madde eklenmesiyle yürürlüğe giren bir konuda sorumluluk alamamaktadır. Bedelli askerlik konusunda referandumdan bahsetmesi ve her fırsatta statükodan şikayet eden Sayın Başbakan'ın bedelli askerlik konusunda statükodan yana tavır alması hususunda şaşkınlığımızı ve hayretimizi gizleyememekteyiz, bizi mazur görünüz. AK Partinin 9 yıldan bu yana defaten vaat ettiği bir konuda muhalefete düşmesi partinin halkın gözündeki imajında telafisi güç bir sarsıntıya yol açmıştır.

10) Bedelli askerlik bekleyen ve yaşları 30'a dayanmış veya aşmış olan ve çoğu memur, işçi, çiftçi, öğretmen, doktor, küçük esnaf gibi orta ve alt gelir düzeyindeki yüz binlerce vatandaşın yaşadıkları sıkıntılar görmezden gelinerek, bedelli askerlik konusu "zengin çocuklarının askerden kaçma isteği" olarak kasıtlı bir şekilde çok yanlış ve çarpıtılmış şekilde yansıtılmaktadır. Bakmakla yükümlü oldukları eş, çocuk, anne ve babalarını geride başkalarına muhtaç bırakmamak, güç bela atıldıkları iş hayatında geçimlerini sağlamak ve borçlarını ödemek, ülkemizin malum koşullarında güç bela buldukları işleri kaybetmemek, yüksek öğrenimlerine devam etmek gibi zorunlu sebeplerden ileri yaşlarına kadar askerlik yükümlülüğünü yerine getiremeyen vatandaşların birçoğu bugün bakaya ve yoklama kaçağı durumuna düşmüştür. Söz konusu insanlar ailelerinin geçimini sağlama ve işlerini kaybetme endişesine dayalı olarak yakalanma korkusuyla sosyal sigorta kaydı yaptıramamakta, tatile gidememekte, sokaklarda rahatça dolaşamamakta ve toplumdan izole bir şekilde depresyon içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bu durumda söz konusu vatandaşların aileleri de aynı sıkıntılara ortak olarak kanayan ve gittikçe derinleşen büyük bir toplumsal yaranın parçası haline gelmektedir. Ülkeyi yönetmek için seçilen değerli siyasilerin kendilerini seçen halkın kanayan bir yaraya dönmüş olan ciddi boyuttaki sorunlarını görmezden gelmeleri, siyaset ve seçim kaygıları nedeniyle ötelemeye ve ertelemeye çalışmaları vicdan ve adalet kavramlarını yaralamaktadır.

11) Son günlerde üzülerek karşılaştığımız bir sorun, ülke yöneticilerinin Türk halkınının geçmişte verilen sözleri çok çabuk unuttuğu, fikri takipçi olmadığı, söylenen herşeye sorgusuz sualsiz inandığı, çok çabuk manipüle edilebildiğine ilişkin inançları ve bu bağlamda yaptıkları açıklamalar ile gösterdikleri tavır ve davranışlarıdır. Daha dün "bedelli askerliğe sıcak bakıyoruz, destekliyoruz, çıkmalıdır" diyen siyasiler, bugün "haksızlık olur, karşıyız, ezelden beri karşıydık biz" şeklindeki açıklamalarıyla halkı saf yerine koyduklarını düşünürlerken; aslında çok ciddi bir itibar kaybı yaşayarak halkın gözünde çok komik duruma düşmekte, yaşanan güven kaybına ek olarak kandırılmışlık hissiyatı ve yaşadıkları sıkıntıların çözülmemesi nedeniyle önemli bir öfkeye ve tepkiye de maruz kalmaktadırlar. Teknolojinin bilginin erişimini sınırsız hale getirdiği 21. yüzyılın bilgi toplumunda, yüksek eğitim seviyesine sahip, haklarını hukuk çerçevesinde her koşulda arayan ve koruyan, verdiği sözlere sadık kalan ve herkesten de aynı erdemi bekleyen Türk gençlerinin verilen ama tutulmayan sözlerin açığa çıkması durumunda siyasilerin yaptığı bazı tutarsız açıklamalara artık sadece güldüğünü tüm siyasilerin dikkatine önemle sunmak istiyoruz. Olumlu mu olumsuz mu olduğu anlaşılamayan, net olmayan, oyalamaya yönelik ve ileri tarihleri işaret eden açıklamaların halk gözünde güven ve itibar bulmadığını belirtmek isteriz.

12) Sayın Bülent Arınç çok uzun zamandır bedelli askerliğe destek veren ve halkın sıkıntılarını görerek hiçbir yerden gelecek işarete yada olumsuz tepkilere itibar etmeden bu konuda açıklamalar yapmış olan cesur ve özgün bir siyasetçi portresi çizmiştir. Bugüne kadar bu konuda yaptığı açıklamalardan bir tanesi şu şekildedir: "Ben bedelli askerliğe sıcak bakıyorum. Bugün değil çok geçmişten bu yana. Çünkü bu bir ayrıcalık değildir. Dünyanın her yerinde olur, olması da gerekir.",

2010 yılı sonlarına doğru yaptığı bir diğer açıklaması: "Onları ümitsizliğe sevk etmek istemem, fikir olarak bu düşünceden yanayım. Belli bir yaşı geçmiş, toplumda belli bir statüko kazanmış, kendi işini kurmuş, yurt içi, dışı bağlantıları olan veya herhangi bir üniversitede öğretim üyesi durumuna gelmiş yani artık bu yaşla, konumla askerlik yapması mümkün olmayan insanların bedelli askerlikten istifade etmesini ben bir hak olarak görüyorum. Bunun bir başka türlüsü esasen var. Yurt dışında belli bir süre çalışırsanız Burdur'da 28 günlük bir misafirlik mümkün olabiliyor, bedel karşılığında. Bunun bir başka şeklinin bedelli talep edenler için yapmamak bence mümkün değil. Ancak milli savunmanın kendi gereklerini de dikkate almak mecburiyetindeyiz. Bu konuyu tamamen kapsayacak bir düzenlemenin ümit ediyorum ki yakında hükümetimize gelmesi söz konusu. Sayın Başbakanımız da perşembe günü bir brifing alacağını söyledi. Belki yılbaşına kadar inşallah, ümit ediyorum, bedelli, tek tip, askerliğin süresi, sınır birliklerinin kurulması konusunda ortaya bir tasarı konulacak ve bu iş gerçekleşecek"

Sayın Bülent Arınç'ın CHP teklif verdikten sonra doğrudan bedelli askerlikle ilgili en ufak bir değerlendirme yapmaması, bir değerlendirmede bulunmaması çok düşündürücüdür. Özellikle Sayın Başbakan'ın ve AK Parti Grup Başkanvekillerinin ikna edicilikten uzak ve geçmişte yaptıkları açıklamalarla tutarlı olmayan beyanatlarından sonra AK Parti içinde önemli bir etki sahibi olan Sayın Bülent Arınç'ın bedelli askerlik konusundaki düşüncelerini açıklamasını sabırsızlıkla beklemekteyiz. Sayın Arınç'ın hiç kimsenin tesiri altında kalmadan ve korkmadan kendi düşüncelerini cesurca ifade etmesini temenni etmekteyiz. Sayın Arınç'ın diğer AK Parti yöneticileri ve Vekilleri gibi geçmişte söylediklerine 180 derece zıt açıklamalar yapmayacağını ve geçmişten beri verdiği desteği parti içinde de seslendirerek aileleriyle beraber milyonlarca insanın sesi olacağı ve CHP tarafından verilen bedelli askerlik teklifinin siyaset veya seçim malzemesi yapılmadan halkın önemli bir kısmını ilgilendiren bu sorunun çözülmesi yolunda desteklenmesi gerektiğini ifade edeceğini düşünmekteyiz. Söz konusu kanun teklifi geliri düşük olan vatandaşlarımıza ücretsiz 21 günlük askerlik imkanı tanıdığından Sayın Arınç'ın parti içi baskılara ve lider hegamonyasına ödün vermeyeceğine inancımız devam etmektedir.

13) Her zaman ileri demokrasi hedefini gösteren ve özgürlükleri savunduğunu ifade eden Sayın Başbakan'ın, CHP'nin verdiği bedelli askerlik kanun teklifinin Milli Savunma Komisyonu'ndan geçerek Genel Kurul'a gelmesini ve AK Parti Milletvekillerinin iradelerini bağlayacak bir grup kararı almadan bu konuda özgürce oy kullanmalarını sağlayıp sağlamayacağı; Sayın Başbakan'ın AK Partide çoğunluğun kararıyla hareket edildiği ve parti içi demokrasiye büyük önem verdikleri iddiasına yönelik bir samimiyet testi niteliği taşıyacaktır. İddia edilenin aksine AK Partili Vekillerin Sayın Başbakan'ın işaret ettiği her yasa için kendi şahsi düşüncelerine ters olsa dahi sorgulamadan parmak kaldırdıklarına ilişkin iddiaların yanlış olduğu ve her Milletvekilinin parti liderinden çekinmeden sahip olduğu düşünceler, değerler ve ilkeler çerçevesinde hareket edecekleri düşüncesini muhafaza etmek istemekteyiz. Yakın gelecekteki gelişmeler bu konuda da gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koyacaktır.

14) Başta Sayın Başbakan olmak üzere tüm AK Parti yöneticileri CHP tarafından dile getirilen yazın askerlik yapılması uygulamasıyla öğrencilerin mezun olduklarında askerlik görevlerini de yerine getirmiş olmaları yönündeki projesiyle ilgili olarak dalga geçer bir üslupla ciddi eleştirilerde bulunmuşlar, bunun uygulanmasının mümkün olmadığı, ülke savunmasının bu şekilde sağlanamayacağı, bu kadar komik ve saçma bir öneri duymadıkları yönünde açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu konuda herhangi bir yorum yapmadan 18 Mart 2011 tarihinde Samanyolu Haber internet sitesinde yayınlanan bir okur mektubunu tüm kamuoyunun dikkatine sunarak gerekli değerlendirmeyi de kamuoyuna bırakıyoruz:


"On yıl kadar önce takdir-i ilâhi eşimle evlenip Almanya'ya geldiğimde o üniversite ikide öğrenciydi ve programı gereği bazen cumartesi bazen pazar bazen de bütün haftasonu ve yaz tatillerinde sık sık askere gidiyordu. (Alman vatandaşı olduğu için.) Toplam askerlik süresi saat cinsinden hesaplanmış; bu şekilde askerliğini yedi senede tamamlayacağını söylemişti de inanmamıştım ama Türkiye'deki eş dost da hiç inanmadı. Üstelik süresi bitmeden çocuğumuz olduğu için askerliğini yapmış kabul ederek eşime terhis kağıdı verdi Alman genelkurmayı. 'Doğumu yaptım, seni niçin terhis ettiler?' diye sorduğumda eşim, resmi terhis belgesini gösterince şaşkınlığım daha arttı; çünkü çocuğunun sağlıklı gelişimi açısından askerin babalık görevinin daha üstün olduğu, askerlik zamanını evladının eğitimi için değerlendirmesinin daha çok önem taşıdığı kabul ediliyormuş.


İsterim ki benim on yıl önce yaşadığım şey, gecikmiş de olsa ülkemde de yaşanır ve askerlik büyük bir problemse problem olmaktan çıkar." (http://www.samanyoluhaber.com/h_526704_ ... al-mi.html)


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı:
İletiTarih: 13 May 2011, 14:22 

Kayıt: 13 May 2011, 11:46
İleti: 7
thanks for share


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı:
İletiTarih: 18 May 2011, 01:07 

Kayıt: 18 May 2011, 01:03
İleti: 1
paylasim icin tskler... http://www.akinberk.tk sayfamda bununla ilgili cokca makale var okumanızı isterim


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
 İleti başlığı: Re: BEDELLi ASKERLİK iLE iLGiLi SON GELiŞMELER
İletiTarih: 13 Eyl 2011, 08:25 

Kayıt: 22 Mar 2011, 06:22
İleti: 26


Önder Aytaç
E-mail: tarafim@gmail.com
Önce hemen bedelli askerlik sonrada profesyonel askerlik
ÖNCE HEMEN BEDELLİ ASKERLİK SONRADA PROFESYONEL ASKERLİK

Geçen hafta içinde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile makamında görüştük. İsmet Yılmaz, hem çok candan ve mütevazı kişiliğiyle inanılmaz güzel ev sahipliği yapıyor, hem de konuştuğumuz 5 üst başlık ile ilgili; ‘…Önder kardeşim bunlar off the record…’ diyordu. Biz de ‘off the record’ kuralına sadık kalarak bu 5 konuda ne konuştuğumuzu buraya taşı(ya)mayacağız. Ama konuşulan konulardan bir tanesinin de bedelli askerlik olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.


Başbakan Erdoğan’ın da bu konuya hiç de soğuk yaklaşmadığını da açık ve seçik olarak ifade edebilirim. Başbakan Erdoğan merkezli, en son 11 Eylül 2011 tarihine kadar edindiğim bilgilerin hepsi de, ilk ağızdan konuyu kendisi ile konuşanlardan elde ettiğim veriler. Bunlara göre;


1. 6 Ay askerlik süreci devam edecek ve bunda Koşaner Paşa’nın dediği gibi bir tek tipleştirmeye gidilmeyecek.


2. 12 ay asteğmenlik uygulaması devam edecek.


3. 15 ay askerlik yapanların askerliği de 12 aya indirilecek.


4. 1 ay içinde bedelli askerlik için çalışmalar sonuçlandırılacak ve medyaya ve kamuoyuna bu konu teferruatlı bir şekilde açıklanılacak.


5. Bedelli askerlik için 35 yaş uygulaması net ve kesin tespit edilmiş bir rakam değil. İstatistikî verilere bakılarak ve etraflıca bu yaş sınırı üzerinde çalışılarak karar verilecek. Ben de yaş sınırlaması ile ilgili oluşan kanaat, 28-30 bandında oturacağı ve hatta 28 de karar kılınacağı şeklindedir diyebilirim.


6. Bu konuda atılacak adımlarda muhalefetin takınacağı tavır da önem taşıyacak.


O zaman;
1. Bedelli askerlik konusu ile ilgili bıkmadan usanmadan lobiye devam edilmeli.


2. Yasa teklifi TBMM’ne geldiğinde, yaş sınırı daha da aşağıya çekilebileceği göz ardı edilmemeli. Eğer milletvekilleri ile il il ve birer birer lobi yapılacak olursa ve adeta TBMM’i kilitlenecek gibi çalışılırsa bunda başarnını yakalanması söz konusu.


3. Kesinlikle bunun bir adım sonrasında da, bütünüyle profesyonel orduya geçilmesinin sağlanılması.


4. Başbakan Erdoğan’ın ve Mili Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın iyi niyetleri ve bedelli askerlik konusundaki gayretli çalışmaları asla ama asla göz ardı edilmemeli ve olası ise faks, telefon, telgraf ve e-mail ile teşekkür edilmeli.


5. Bedelli hakkından yararlanma durumunda olmasına rağmen, maddi imkansızlıklar nedeniyle buna katılamayacak durumda onlalar içinde, bankalardan uzun soluklu kredi verilmesinin hazırlanması için bir zeminin oluşturulması.


6. Platformun Başkanı Mustafa Duran’ın ve bütün bedelli lobisinin çalışmalar konusunda yüreklendirerek, son bir kez daha, -zaten canla başla yaptıkları çalışmalara- biraz daha gayret etmelerine zemin hazırlanmalı.


Hadi bakalım kolay gelsin sevgili bedelli adayı arkadaşlar!..



Twitter/onderaytac


11.09.11


Çevrimdışı
 Profile bak Özel mesaj gönder  
 
Önceki iletileri göster:  Sıralama  
 
 2 sayfadan 1. sayfa [ 14 ileti ]  Sayfaya git 1, 2  Sonraki

Tüm zamanlar UTC + 2 saat [ DST ]


 

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyenler: Kayıtlı kullanıcı yok ve 3 misafir

 

Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumda konulara cevap yazamazsınız
Bu forumda kendi iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumda kendi iletilerinizi silemezsiniz
Bu forumda dosya ekleyemezsiniz

Git:  

cron
phpBB skin developed by: phpBB Headquarters
Powered by phpBB © 2000, 2002, 2005, 2007 phpBB Group